Şampiyonlar Ligi’nin temel kurallarından biri yenemiyorsan yenilme. Galatasaray 2020’ye Avrupa mücadelesini sürdürüyor halde girmek adına dün sahadan istediğini aldı. Muhakkak bu kadro dün Club Brugge’ü yenecek kapasiteye ve yeteneğe sahip ama futbol rakipten bağımsız düşünülebileceğimiz bir oyun değil. Galatasaray iyi ve Şampiyonlar Ligi tecrübesi olan oyunculardan kurulu olabilir ancak rakibin de kendine göre önde olduğu yönleri var.
Nedir bu yönler?
Brüksel ekibi Vormer-Vanaken ikilisi üzerine kurulmuş bir iskelete sahip. İstikrarlı oyunla son 5 sezondur Şampiyonlar Ligi’nde boy gösteriyorlar. 2015-16 sezonunda Manchester United, 2017-18 sezonunda da Başakşehir tarafından ön elemede kupanın dışına itilen Club Brugge, son 4 sezonun 3’ünde grup aşamasına kalabilmeyi başardı. Oyunu iki yönlü oynayabilen Vormer-Vanaken ikilisinin ön tarafını atletik oyuncularla doldurdular. Dünkü maçta atletizm açısından üstünlük sağladı Brugge hücum hattı Galatasaray savunma hattına. Evet, Galatasaray’ın isimleri çok daha üstün ama dediğim gibi futbol rakipten bağımsız bir oyun değil. Hiç kimse bu büyük isimlere saygı gösterip saha içinde altta kalma niyetinde de değil.
N’Zonzi etkisi
Club Brugge iki komutanıyla savunmadan hücuma kolektif bir şekilde çıkan, ceza sahasına çok adamla giren, duran topları etkili kullanan bir takım. Bu komutanlar arasındaki pas bağlantısı dünkü maç özelinde hayati önem taşıyordu. Müthiş bir atlet aynı zamanda topu içeri atma konusunda değme golcülere taç çıkartacak kadar da mahir olan Hans Vanaken Batman olsa Robin’i de Ruud Vormer olur. İşte burada devreye Steven N’Zonzi girdi. Galatasaray’ın Joker’i ve Fatih Terim’in sahadaki en değerli kartı N’Zonzi’ydi. İkili arasındaki pas bağlantısını –hücumda alanı açmak için bu bağlantı sonrasında kanatlardan bindiren oyuncular çok önemli- keserek rakibi ana plandan uzaklaştırdı. Teknik direktör Philippe Clement çok da inatçı bir hoca değilmiş ki hızlı bir şekilde B planına geçti.
B Planı
Club Brugge, orta sahada topu Galatasaray’a bırakıp savunmaya yerleşen, Feghouli-Falcao-Babel üçlüsünü birbirinden uzaklaştırmaya çalışan -bunu kusursuza yakın uyguladılar- topladıkları topları da Galatasaray savunması arkasına uzun vuran bir oyun planına geçti. Savunmadan atılan 60-70 metrelik toplar Galatasaray’a büyük problem yarattı. Steven N’Zonzi dünkü üst düzey performansıyla rakibi konfor alanından çıkardı belki ama rakip diğer planıyla çok fazla pozisyon buldu. Dün çizgi savunmasının hatta stoper ikilisinin amiyane tabirle foyası meydana çıktı. Marcao-Luyindama atılan her topu geçirdi. Mariano-Luyindama-Marcao-Nagotomo neredeyse o uzun topların hiçbirinde rakip forveti ofsayta düşüremedi. N’Zonzi belasından kaçan Clement belki de istemeden birçok pozisyon kazandı. Muslera kendi standardında bir maç çıkarınca Galatasaray istediğini alarak sahadan ayrıldı.
Belki
Kuvvetle muhtemel bu karşılaşma grubun 3. maçı olmuş olsaydı çok daha etkili bir Galatasaray hücum hattı görecektik ancak futbol ne yazık ki –se, -salara yer vermiyor. N’Zonzi’si olan istediğini aldı.