Kendimizi bildik bileli siyasetin içerisinde olduğumuzdanmıdır nedir, siyasetin, kongrelerin, seçimlerin olmadığı bir dünyada yaşamanın boş hatta tamamen gereksiz olduğu anlayışı ile ömrünü geçirmiş bir noktada konumlandırmanın eziyetini çekip duruyoruz.

Çevremizde oldum olası siyasete asla ilgi duymayan, Siyasetin karın doyurmadığından bahseden, daha çok para getirecek işler ile hemhal olan yada siyaset yerine ömrünü bir futbol takımı ile geçiren çok sayıda tanıdığımız var.

Ancak belirttiğimiz gibi hayatımızın kumanda merkezine oldum olası siyaseti koyduğumuzdan olsa gerek hayatımızı devam ettirmemizi sağlayan mesleğimizde kendimizi başarılı saysak bile siyasette başarı ile anıldığımız pek alışık olduğumuz bir durum değil.

Bizim memlekette siyaset “Altta kalanın canı çıksın-siyasette ölmemek için öldüreceksin-Siyasette rakibin yoksa sende bir şey değilsin-siyaset hilesiz olmaz” ile başlayan ve daha binlerce ne işe yaradığı belli olmayan söylemler mevcut.

Hepimiz biliriz, siyasette iki grup insan vardır, birincisi içerisinde bizimde olduğumuz hayatı sürekli kongreler dolayısı ile kavga ile mücadele ile geçen gruptur, bu grupta aynı yerleşim merkezinde ikamet eden aynı davaya inanan ancak var olmak adına sürekli yarışıldığından yıllar yılı birbirlerine selam vermeyen çok geniş bir kitle mevcuttur.

İkinci grup ise tam seçim öncesinde nereden ve nasıl geldiği pek bilinmeyen bazen mensubu olduğu siyasi partinin genel başkanı ile yada genel merkezde kurduğu ilişkiler üzerinden ama daha çok ekonomik varlığı ile hepimizin bildiği “Paraşüt” sistemi ile hakkı olmayan yerlere gelen siyasetçiler ile dolu.

Genel seçim öncesi milletvekili, yerel seçim öncesi belediye başkanı olabilmek adına herhangi bir siyasi partinin kapısından içeriye giren bu paraşütçü kesim çoğunlukla istediğini elde ediyor.

Birde kendisinde olağanüstü hasletler gören işin garibi bu hasletler dolayısı ile aslında seçilebilecek yerlere konumlanan ancak o günkü konjöktür dolayısı ile seçilemeyen ve takip eden günlerde “ben yanlış yerdeymişim bu parti bir adım ileriye gidemez” diyerek istifa edip istikbalini daha çok kazanan parti yada partilerde arayan kalabalık bir kitle mevcut.

Geçtiğimiz yıl bizimde yaşadığımız yerleşim merkezinde işlerinin bozulması vesilesi ile ekonomik olarak epey sıkıntı yaşamış var olan sıkıntılardan henüz kurtulup kurtulmadığı bilinmeyen bir iş adamı siyasi partinin o il merkezideki yöneticilerini misafir etmiş “Partiniz bana ne görev verirse yerine getirmeye hazırım” şeklinde bir açıklama yapmıştı.

Söz konusu işadamı seçimden birkaç gün sonra söz konusu partiyi değil seçimi kazanan parti le ilgili yere göğe sığmayan övgüleri peş peşe sığdıramayınca kendi kendimize “Bu ülkede siyaset hiç mi değişmeyecek” diye sorduğumuzu hatırlıyoruz.

Seçim öncesi babalarının soy isimlerine , paralarına , toplumdaki mevkilerine güvenerek bir siyasi partiye üye olan olduktan sonra da “benim hakkım seçilebilecek bir sıradan milletvekili olmak” diye düşünen ancak bu düşündükleri seçmen tarafından tasvip edilmediği için partisinden istifa eden çok sayıda siyasetçi ile karşılaşıyoruz.

Siyaset bizde daha çok “deneme-yanılma” metodu ile yapılıyor ancak çok partili siyasi hayata geçileli beri yapılan ve sürekli başa bela olan bu “deneme-yanılma” metodundan siyasi parti genel merkezlerinin neden vazgeçmediklerini de anlayabilmiş değiliz.

Dün pazarlıkla gelenlerin talepleri yerine gelmeyince sırra kadem bastıkları bir süreçte canını dişine takarak çalışan parti emektarlarını yok saymak bunun yerine sürekli ama sürekli “Paraşütçü siyasetçilerin” peşinden koşmanın bir işe yaramadığını siyasi partilerin artık anlaması gerek.

Hem de “Yolda bulduğunu yolda kaybedersin” şeklinde muhteşem bir başucu yazısı varken.

banner69
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner27

banner71

banner171

banner5

banner70