Bizim gazetecilik mesleğine profesyonel olarak “merhaba” dediğimiz zaman 1989 yılıdır, O günlerde bir taraftan Nevzat Coşkun ile Bakış isimli gazeteyi yayımlarken bir taraftan da o dönem bütün yazarları cezaevinde bulunan Bizim Dergah isimli dergiyi de yine Nevzat Coşkun ve Yavuz Demir ile her ay yayımlayıp tüm Türkiye’ye dağıtımını yapıyorduk.
O günlerden içerisinde bulunduğumuz tarihe kadar 33 yıl geçti, belli zamanlarda çok kısa aralıklar vermiş olsak bile medya sektöründe hep var olduk, haber merkezinden ziyade kendimizi köşe yazarlığı noktasında konumladık.
Gazetecilik bilindiği gibi oldum olası muhalefettir, Her ne kadar gazeteci ile siyasetçi birbirlerinden ayrılmaz ikili olsalar da bu birliktelik gazetecinin vatandaş adına talepleri yazmasından dolayı siyasetçi ile çoğu zaman ayrı düşerler.
Bizde bu sektöre adım attığımız günden itibaren işimizi doğru yapmaya, “yanlışı yanlış” olarak belirtmeye, fikirlerine katılmasak bile siyasetçinin yaptığı doğruları olduğu gibi kamuoyuna aktarmaya çalışıyoruz.
Belli zamanlarda gazeteciler ile aynı dünya görüşüne mensup siyasi partiler iktidara gelirler, bizim bu sektöre girdiğimiz tarih olan 1989 yılından itibaren iktidara gelen hükümetler ile aynı paralelde yayın yapan pek çok meslektaşımız olduğunu biliyoruz.
03 Kasım 2002 tarihinde iktidara gelen ve 20 yıldır iktidarını koruyan AK Parti hükümetinin iktidarı bu kadar uzun zaman devam edince o zamana kadar kendilerini tarafsız olarak ilan eden pek çok gazeteci ya iktidar partisinin yanında oldular yada tam karşısında.
İktidar partisinin paralelinde yazıp çizen medya mensuplarının yaşadığı lüks hayatı hepimiz görüyoruz,
Belediyelere gazete, dergi basan gazeteciler
Belediyelerin sürekli konuşmacıları olan gazeteciler
Hükümetin kontrol ettiği kurum yada kuruluşlardan beslenen gazeteciler,
derken 20 yıl geldi geçti.
Böyle bir süreçte ortada durmak, bir tarafa angaje olmamak sadece ve sadece mesleğini yapmaya çalışmanın ne kadar zor olduğunu en iyi bilenlerdeniz.
Biz nerede ise 35 yıldır hiçbir belediyeye bir kutu kart basmış birisi değiliz, Yerel yada genel yönetimlerden herhangi birisinden 25 kuruşluk ihale almış birisi de değiliz, dini ve milli bayramlarda yerel yönetimlerin belirledikleri bütçeler üzerinden aldığımız ilan ve reklamlar ile o gün bu gündür hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz.
Bu yaştan sonra da pozisyonumuzu değiştirmek gibi bir niyetimiz yok, Haberler zaten ajanslar vasıtası ile geldiğinden yapacak fazla bir şey yok ancak 1989 yılından bugüne kadar nerede ise her gün yazı yazan birisi olarak sadece ve sadece doğruları kamuoyu ile paylaşmak gibi bir mecburiyetimiz olduğunu asla unutmayacağız.
Böylesi bir noktada dünya görüşleri bize uymasa bile onların bizimle ilgili olumlu söylemleri bizim doğru yerde durduğumuzun da göstergesi.
Siyaset değişir, siyasetçi değişir, iktidara gelen tüm partiler “bizim yapmamız gereken iktidarda kaldığımız zaman zarfında vatandaşımızın daha rahat bir hayat yaşamasını sağlamaktır” anlayışı ile hareket ederler, işini iyi yapan siyasi partiler iktidarda kalıyor, yapamayanlar ise seçmen tarafından ilk seçimde iktidardan muhalefete geçiriliyor.
Siyasetin ve siyasetçinin sürekli değiştiği bir memlekette bize düşen yukarıda da belirttiğimiz gibi olup biteni doğru bir şekilde vatandaşa aktarmaktır, ancak böyle yaptığımız, gönül verdiğimiz siyasi oluşumun hatalarını da yazdığımız zaman güvenilir gazeteci oluruz.
Diğer türlü herhangi bir siyasi partinin basın danışmanı olmaktan öteye gidemeyiz.