Anayasanın ilk dört maddesinin son birkaç gündür tartışmaya açılması kelimenin tam anlamı ile “Bir delinin kuyuya attığı taşı kırk akıllının çıkarmaya çalışması” şeklinde yorumlanabilir.
Biz kendimizi bildik bileli daha doğrusu milli bilincimizin oluştuğu yıllardan itibaren Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 29 Ekim 1923 yılında kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya yönelik dışarıdan ve içeriden yapılan saldırılara karşı duruyoruz.
Çok partili sisteme geçileli beri devam eden yıpratma çalışmaları şükürler olsun ki milletimizin engin sağduyusu sayesinde püskürtülmüş durumdadır.
Türkiye’de Anayasa’nın ilk dört maddesini nerede ise bilmeyen kalmadı ancak bu sütunlardan bir kez daha hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyoruz.
“MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”
Türkiye Cumhuriyeti ile
Türkiye ile
Türk bayrağı ile
Ankara ile
Kısacası Türk ile kavgası olan kim varsa fırsat bulduğu anda Anayasa’nın ilk dört maddesinin kaldırılması ile deli saçması açıklamalar yapıp duruyor.
Bu saldırılar dünde vardı
Bugünde var
Yarında olacak.
Ancak söz konusu ilk dört maddenin kaldırılması ile ilgili yapılan açıklamaların biraz taraf bulması halinde dışarıdakiler ve dışarıdakilerin yurt içerisindeki işbirlikçilerin “Yetmez ama Evet” şeklindeki sayıklamaları hiç durmadan devam edecektir.
Biz de dün olduğu gibi bugünde yarında genç Türkiye Cumhuriyetinin dünya durdukça yerinde durması adına verdiğimiz mücadeleyi asla bırakmayacağız aksine mücadelenin dozunu hiç durmadan yükselteceğiz.
Ve hiç durmadan “Yaşasın Türklük” diye haykırmaktan bir an bile geri durmayacağız.